Bir Aşçının Temel Özellikleri
Osman GÜLDEMİR
Aşçı Nedir?
Aşçı olmak ya da olmamak; yemek yapmak ya da yapmamak
Tüketici olarak bir aşçıdan ne beklersiniz?
Tabiki çok lezzetli yemekler pişirmesini…
Ancak çoğu zaman tüketilen bazı çok “lezzetli” yemekler, o gecenizi hastanede geçirmenize sebep olabilir. Hatta daha da ötesi maalesef ki bazen uzun süreli tedaviler gerektiren hastalıklara ve bazen de ölümlere…
Yani, yine Harper Pennington’un meşhur sözüne dönerek durum özetlememiz gerekirse: “Milletin gücü aşçıların ellerindedir.” İnsanlar iyi beslenirlerse iyi çalışırlar, yaratıcılıkları ve üretkenlikleri o derece üstün olur.
Amma durum tersi ise vay o toplumun haline!...
O yüzden özellikle bu mesleğin eğitimini alan kişiler, diğerlerine de model olacaklarını düşünerek en azından aşağıdaki özellikleri karşılamaları gerekmektedir. Böylece en başta kendilerinin maddi kazançları ve tabi ki tüketicileri için faydalı olacaktır. Nitekim eğitim kurumları “oteller ve lokantalar” gibi işletmelerin hatalı uygulamalarını model almadan, ideal için “istendik davranış değişiklikleri” gerçekleştirebilmelidir.
Sözü çok uzatmadan ideal aşçının özelliklerini maddeleyelim:
1. Aşçı bireysel ve çevresel temizliğine önem gösterir.
2. Aşçı kesinlikle uzun tırnaklarla mutfağa girmez. Yani bir aşçının hiçbir zaman uzun tırnakları olmaz…
3. Aşçının giyimi ve kuşamı, yaptığı zanaatı hatta bazen de sanatı icra edebilmeye uygundur.
4. Aşçının estetik ve düzen algısı yüksektir.
5. Aşçı sadece yemek pişiren kişi değildir! Anlatılabilen, üzerine konuşulabilen işler yapan kişidir…
6. Aşçı 1916’da Hacıbeyzâde Ahmet Muhtar Bey’in tanımına uygun şekilde[1] ziraat, sanat, kimya, matematik gibi disiplinlerden faydalanan, yenilikçi ve yaratıcı kişidir. Tabi bu özelliklerinin yanında ustalarına ve üstatlarına saygıda kusur etmeyen, onlardan edindiklerinin değerini bilen kişidir.
7. Aşçı kurallı ilerleme prensibine uygun şekilde akıllıca çalışabilen ve ekip çalışmasına yatkın kişidir.
8. Aşçı, okuyan, araştıran, merak eden, mesleğiyle ilgili konularda gözleri parlayan kişidir…
Değerli öğrencilerime sevgiler ve hatta saygılar!
Ve tabi ki bu mesleğe gönül vermiş kişilere en iyi dilekler!...
[1] “Şiir, resim, temsil ve musikî gibi sanati nefîsenin fevkinde hem zarif hem de tabâbet kadar nâfi bir fenni âliyedir. Bu sanata lâzım olan istidât ve arzu ne kadar olursa olsun, yine bir üstâddan tahsîl-i marifet etmeden aşçı olmak kabil değildir.”